10 Mayıs 2011 Salı

Hüseyin Nihâl Atsız



Toplum içinde ender rastlanılan bir kişilikti. Davasına sadıktı ve neferdi. Çünkü Türklüğün bir gün mutlaka muzaffer olacağına inanmıştı. Fedakârdı. Ruhunda ve karakterinde en ufak bir menfaat duygusu taşımıyordu. Savaşçıydı. Belinde kılıcı olmasa da kalemi ile tüm Türk düşmanlarına kafa tutuyordu.


Hakkında birçok yazı, şiir ve kitap yazıldı. Uçmağa varışından sonra yapılan olumsuz eleştirilerin hemen hemen hepsine, kaleme aldığı yazıları bugün de cevap niteliğindedir. Çünkü düşman yine aynı yağıdır. Hakkında yazılan övgüler ise O’nu tarifte eksik kalmıştır diyebiliriz. O’nu hiçbir kalem kolay kolay anlatamayacaktır. Çünkü o “Yalnız Adamadı.


Yazıları, söylemleri bir kılıç kadar keskin olan Nihal Atsız, Türkçülük davasının tarihinde en önemli yeri altın sayfalarla kaplamıştır.


Bugün yetişmiş ya da yetişen Türk Milliyetçisi gençlikte mutlaka payı olan nadir fikir adamlarındandır. Fakat yeni nesilde yeni bir moda çıktı. Atsız’ı okuduktan(ya da okumadan) sonra güncel fikirlerin tesirinde kalarak, hallerine bakmadan Atsız’ı eleştirmeye kalkıyorlar. Bu kendini bilmezliktir. Nihal Atsız bir iddiaya göre on binin üzerine eseri ya incelemiş ya da okumuştur. Sadece bu yönden baksak bile hayatında 50 kitap okumuş veya okumamış kişilerin ortaya koydukları cılız eleştiriler devede kulak kalmaktadır. Atsız her şeyden önce bir bilim adamıydı. Ön görüde bulunduğu tezler tartışılabilir ama Türkçülük mücadelesi tartışmaya açık değildir. O’nun Türkçülük fikri yerilemez.


“Gençler… Aptallığı ve safdilliği, hırsızlık ve ahlâksızlığa tercih ediniz.”


Türk gençliğine makalelerinde her zaman iyi ahlak sahibi olmalarını öğütlemiştir. Arkasından milyonları sürükleyen, kökü ABD’de olan bir cemaat önderi gibi: “Hedefe varılan yolda her şey mubahtır.” dememiştir.


Mesleğini ve bulunduğu mevkideki görevini arınmış temiz bir yürek ile yapmayı en önemli şart göstermiştir. Bu yüzdende “Her devrin menkubu” sıfatını kendine seçmiştir.


Nihal Atsız, Türkiye’de bir takım dönme-devşirmeler tarafından hazmedilemeyen lokma olmuştur. Ve bu kesim bulundukları mevkilerin imkânlarından faydalanarak “Gençler… Aptallığı ve safdilliği, hırsızlık ve ahlâksızlığa tercih ediniz.”


Türk gençliğine makalelerinde her zaman iyi ahlak sahibi olmalarını öğütlemiştir. Arkasından milyonları sürükleyen, kökü ABD’de olan bir cemaat önderi gibi: “Hedefe varılan yolda her şey mubahtır.” dememiştir.


Mesleğini ve bulunduğu mevkideki görevini arınmış temiz bir yürek ile yapmayı en önemli şart göstermiştir. Bu yüzdende “Her devrin menkubu” sıfatını kendine seçmiştir.


Nihal Atsız, Türkiye’de bir takım dönme-devşirmeler tarafından hazmedilemeyen lokma olmuştur. Ve bu kesim bulundukları mevkilerin imkânlarından faydalanarak bunu Atsız’a bir hücum sebebi olarak kullanmışlardır. Ve bu saldırıda yalan, iftira ve gerçekdışı yakıştırmaları kendilerine kalkan edinmişlerdir.


Atsız’a sahip çıkacak olan Türkçü gençliğin ilk hedefi Türkçülüğün mücadele tarihini iyi öğrenmeleri olmalıdır. Bilgisiz kişi Türkçü olamayacağından gerekli konularda yeterli bilgi birikimine sahip olmaları gerekir. Türkçü gençlik, bu kötü talihimizi değiştirmezse sonumuz felakettir.


“Milli ülkü tektir, değişmez. Adı Türkçülüktür. Buna yapışmadıkça, bunu okullara sokmadıkça, basında ve yayında Türkçülük düşmanlığına son verilmedikçe sonumuz karanlıktır.”


Burkay Kılavuz



Genç Atsızlar Dergisi 11.Sayı